Dearg Due / Dearg-Due'nin hikayesi Abhartach'ın (diğer adıyla İrlanda Vampiri) hikayesiyle yakından bağlantılıdır.

İrlanda'dan gelen genç bir kadının çiftlikte çalışan yerel bir adama aşık olmasını konu alıyor.

Kadının babası şeytani, açgözlü bir aul fecker'dır ve kadının zaten aşık olduğu gerçeğini göz ardı ederek, büyük zenginlikler karşılığında onu kötü niyetli bir reisle evlendirir.

Sonra kadın ölü bulunur. İşte bu noktadan sonra Dearg Due'nin hikayesi İrlanda mitolojisindeki en kanlı hikayelerden biri haline gelir.

Dearg-Due'nin Hikayesi

Fotoğraf alexkoral/shutterstock

Burada bir çok Dearg Due'nin İrlanda mitolojisindeki pek çok yaratığın en azılılarından biri olmasının iyi bir nedeni vardır.

Şimdi, aşağıdaki hikayeye geçmeden önce Dearg-Due'nin anlamına değinmek istiyorum. Bazıları tarafından bunun İrlandaca'da 'Kızıl Kan Emici' anlamına geldiği söyleniyor.

Evet, 'Dearg' kırmızı anlamına geliyor, ancak 'Due' kelimesini kanla ilişkilendiren bir yer bulamadım (İrlandaca'da kan 'fuil'dir). Her neyse, aşağıda Dearg-Due'nin trajik (ve biraz da korkutucu) hikayesini keşfedeceksiniz

Bir Varmış Bir Yokmuş

Dearg Due efsanesi, İrlanda'da görücü usulü evliliklerin yaygın olduğu bir dönemde başlar. Bu trajik hikaye, İrlanda'nın Waterford olarak bildiğimiz köşesinde ortaya çıkmıştır.

Waterford'un bir köyünde güzel bir kadın, yakındaki bir çiftlikte çalışan yerel bir köylüye aşık olmuştu. Kur yapmaya başladılar ve evlilik ve çocuklardan bahsettiler.

Kadının babası olan biteni öğrenene kadar çift için hayat her şey planlandığı gibi gidiyor gibi görünüyordu. Kötü bir adamdı ve kızını, onun sevgisini ya da isteklerini pek umursamıyordu.

Korkunç bir söz

Kadının zalim babası uzun zaman önce kızının güzelliğinden faydalanmaya karar vermişti. Kız birçok erkeğin arzusuydu ve bunu kendi çıkarları için kullanabileceğini biliyordu,

Kötü kalpli baba, kızının güzelliğini takdir edecek ve onunla evlenmek için cömertçe para ödemeye razı olacak bir adam tanıyordu.

Adam yerel bir kabile reisiymiş ve zenginliği ve ailesinin vahşi davranışlarıyla tanınıyormuş. Bir gece, baba kızının haberi olmadan kabile reisiyle buluşmaya gitmiş ve evlenme teklif etmiş.

Reis kadını tanıyordu ve kızını vermesi karşılığında babasına toprak ve zenginlik vermeyi vaat ederek hemen kabul etti.

Düğün

Kadın babasının vaat ettiği şeyi öğrendiğinde çok öfkelendi ama eli kolu bağlıydı - babasına karşı gelemeyeceğini biliyordu.

Düğün günü geldiğinde ikisi hariç herkes mutluydu; yeni evli gelin ve onun gerçek aşkı olan köylü. O gün intikam almak için ne gerekiyorsa yapmaya karar verdi.

Sonra bir trajedi yaşandı

Kadının kocası şöhretinden çok daha vahşi çıktı. Yeni gelinini bir ödül olarak kullandı ve onu günlerce ve haftalarca kilit altında tuttu.

Çok geçmeden umudu tükendi, yemeden içmeden kesildi ve kısa bir süre sonra da vefat etti. Kocasının büyük servetine rağmen cenazesi mütevazı bir şekilde defnedildi.

Yeni servetinin etkisinden hala kurtulamamış olan babası, kızının ölümünden rahatsız olmayacak kadar kendi hırsına dalmıştı.

Onun ölümüne üzülen tek kişi ilk aşkıydı. Mezarını her ziyaret ettiğinde intikam açlığı daha da artıyordu.

Dearg-Due'nin gelişi - 'Kan Emici'

Fotoğraf solda: R. de Moraine (1864) Sağda: Olga Vasileva

Hikaye burada bir dönüş yapıyor ve trajediden oldukça dehşet verici bir hale geliyor. İrlanda vampiriyle bağlantı burada başlıyor.

Kadının ruhu öylesine öfkeyle doluydu ki, intikam arzusuyla onu mezardan çıkardı. İlk durağı babasının evi oldu. O uyurken odasına girdi ve yattığı yerde onu öldürdü.

Hızla şeytani reisin evine doğru ilerledi. Odasına girdiğinde onu bir yatakta birkaç kadınla birlikte, üzüntü ya da pişmanlıktan yoksun bir halde buldu.

Vampir bağlantısı burada başlıyor. Kadın kendini reisin üzerine fırlatıyor ve onu taş gibi öldürüyor. Daha sonra vücudundaki kanı emmeye devam ediyor.

Vampir

Kötü kocasının kanını içtikten sonra Dearg-Due kendini canlanmış ve canlı hissetti. Bu his ona bastırılamaz bir kan açlığı verdi.

Dearg-Due / 'Kızıl Kan Emici', muhteşem güzelliğini kullanarak masum genç erkekleri karanlık köşelere çeker ve oraya vardıklarında dişlerini boyunlarının derinliklerine batırıp açgözlülükle içerdi.

Her fetihle birlikte daha da acıktı - gecenin karanlığında ve aşk vaadiyle birçok erkeğin kanıyla ziyafet çekti.

Ve sonra ortadan kayboldu. Hikayenin bu kısmı çocukken beni hep korkutmuştur. Ona ne oldu? Nereye gitti? Hala orada mı?

Bazıları genç kadının mezarının Waterford'da Strongbow Ağacı (ya da Strongbow'un Ağacı) olarak adlandırılan bir yerde bulunabileceğini söylemektedir.

İrlanda folklorundan korkutucu hikayeler rehberimizde bunun gibi 5 ürkütücü hikayeyi daha keşfedin.